Karanlıktaki Saklı Işık

KİMSE YOK…. HİÇBİR ŞEY YOK…. YOKLUK BİLE TERKETTİ BENİ…

Kadehimdeki şarap her gün damarlarımda dolaşan kanla rengini değişerek yeniden damarlarıma hapsoluyor. Elimdeki sigaramı ateşe vermeden acılarımın sessizliğinden yanarak kül oluyor. Geceleri gördüğüm kabuslar uyandığımda ruhumda yeni bir gerçek için mimarlık yapıyor. Soframda yığılıp kalan nimetlerden tiksinerek midem bir daha bulanıyor, sadece içmek istiyorum ama insanların zevk aldığı içkiyi değil, acılarla dolu olan kendi kanımı acımasızca içiyorum. Gözyaşlarından ıslanan ve kirlenerek siyaha sarılan mendilimi avucumdan atamıyorum. Bir tarafım sıcakken diğer tarafımla soğuktan donuyorum.

Raflarda yığılıp kalan kitaplarla konuşuyorum, sayfalarındaki acı dolu ızdıraplarını nefesimle ciğerlerime çekiyorum, varlığımdaki yokluğumu açık olan penceremden gecenin zifiri karanlığına kusuyorum. Dolunayı kıskanıyorum etrafındaki onca parlayan yıldızlar varken yalnız kalarak acıdan hissizleşerek siyaha sarıldığını görüyorum ve gökyüzünde gördüğüm kargaların acıdan çığlıklar atmasını kıskanıyorum. Ben, acı çekerken çığlık bile atamadan sessizliğimde kayboluyorum, sağ gözüm ağlarken sol gözüm gülüyor. Vücudumu ruhumdan kıskanıyorum, çünkü vücudum yarı yolda kalacak, ruhum ise yoluna devam edicek…

Ave Ate Maledictum

  • Yorum yapmak için lütfen üye olunuz!!!