Kaygı Nedir Ne Demektir?

Kaygı Nedir, Ne Demektir? Kaygıyla İlgili Bozukluklar Nelerdir?

Tüm insanlarda farklı derecelerde görülebilen kaygı durumunun türü ve derecesi önemlidir.
Birçoğumuz yaşadığımız kaygının sebebini bilebiliriz. Kaygı bozukluğu yaşayan kişiler neden kaygılandıklarını bilemezler ya da yaşadıkları kaygı o an içinde bulundukları durumla uyumlu değildir. Bazı durumlarda kaygı rahatsız edecek kadar şiddetli yaşanabilir. Birkaç saatten birkaç güne kadar süren krizler şeklinde ortaya çıkabilir. Kaygının nedeni ne hasta ne de ailesi ve yakınları tarafından anlaşılabilir. Kaygı ancak böyle durumlarda bir uzman tarafından incelenerek ortaya çıkartılabilir. 

Kaygı halinin etkisi altına kalan birey, bedensel ve psikolojik belirtiler gösterir. Bedensel belirtiler, şöyle sıralanabilir: 

• Kasların çok gergin olmasıyla birlikte kaslarda titreme, gevşeyememe durumu 
• Terleme, kalp çarpıntısı, baş dönmesi ile ilgili olarak otonom sistemin çok faal olması. 

Kaygı hali ile ilgili psikolojik belirtiler ise şöyle sıralanabilir: 

• Bireyin normal davranışı bir çeşit bozulma gösterir. Birey her zaman üzülerek, kendisi ve başkaları için kötü şeyler düşünür. Kaygıyı gizleme arzusu sonucunda bireyin günlük yaşamı etkilenir. Bu da bireyi normal bir yaşam sürmekten alıkoymaktadır. 

• Birey mantıksız davranışlar gösterir. Anlamı olmayan davranışlarda bulunur. Bazen bir davranışı defalarca tekrarlamak ya da otobüse binmekten korkmak gibi yersiz korkulara sahiptir. 

• Kaygı bozukluğu yaşayanlar bunaltıcı olsa da, gerçekle bağlantılarını koparmazlar. Bu kişiler fantezi dünyasında yaşamazlar.
Fobiler 

Kaygı duymak birçok kişi için normal bir durumdur. Fakat duyulan kaygı kişinin yaşamını aksatacak düzeye ulaşıyorsa bu durumda fobilerden söz etmek mümkündür. Gerçekte hiçbir tehlike olmadığı halde mantık dışı duyulan korkular fobi olarak adlandırılır. Örneğin, yükseklikten, kapalı ya da açık alanlarda kalmaktan, asansörden, kalabalıktan, yılandan, karşı cinsten korkmak fobi örnekleridir. 

Freud'un görüşüne göre ise fobi, bilinçdışında altında çözümlenmemiş çelişkilerden oluşmaktadır. Fobileri basit ve karmaşık fobiler olarak sınıflandırmak mümkündür. Belirlenmiş tek bir nesneden veya durumdan duyulan korku basit fobi olarak tanımlanır. Örneğin yılan fobisi, yükseklik fobisi basit fobilere örnektir. Karmaşık fobilerde ise sebep tam olarak belirgin değildir. Bu fobilerin sebepleri çok boyutlu olabilmektedir. Agorafobi olarak nitelendirilen açık alana çıkma fobisinin sebebi farklı uyarıcıları içerebilir. Bu fobi, diğer insanlarla bir araya gelme, yabancılarla karşılaşma, ya da en basitinden telefonla konuşma gibi farklı boyutlarda ortaya çıkabilmektedir
Basit fobilerin tedavisi daha kolayken karmaşık fobilerin tedavisinde zorluklar yaşanabilmektedir. Çünkü birey fobiye neden olan uyancıdan sürekli kaçınmakta, ona olan korkusunu yenmek için olumlu tecrübe arayışına girmemektedir. Yüksekten korkan birey yüksek yerlere çıkmaktan kaçınarak yüksek bir yerden güzel bir manzaranın keyfine yarma gibi olumlu bir tecrübe edinme şansını yitirmektedir. Öte yandan birey hep başına ilk yaşadığı olumsuz deneyin gelebileceğini düşünerek olumlu deneyimi kaçırmaktadır. Köpekten korkan ve köpek gördüğünde yine beni kovalayacak gibi bir düşünce tarzı korkunun yerleşmesine neden olacaktır. 

Belli başlı fobileri şu şekilde sıralamak mümkündür: 

• Akrofobi: Yükseklik, 
• Hidrofobi: Su, 
• Agorafobi: Açık alan, 
• Ailorofobi: Kedi, 
• Amaksofobi: Araba sürmek, 
• Anthofobi: Çiçekler, 
• Niktofobi: Karanlık, 
• Brontofobi: Gök gürültüsü, 
• Fonofobi: Yüksek sesle konuşma, 
• Klostrofobi: Kapalı yerler, 
• Thanatafobi: Ölüm.
Obsesif-Kompulsif Bozukluklar

Saplantı-zorlantı bozukluğu olarak nitelendirilen bu psikolojik rahatsızlığa sahip kişiler sürekli tekrar ettikleri fakat kontrol edemedikleri alışkanlıklar ve huylar geliştirmektedirler. Bu zararsız görünen, garip alışkanlıklar kişinin yoğun ve karışık duygularını kontrol edebilme ve düzenleme amacı ile ortaya çıkmaktadır. Tekrar eden davranışlar ve düşünceler kişi için büyük bir endişe ve mutsuzluk kaynağı olmaya başladığı anda kişinin normal yaşamı belirgin bir şekilde aksamaya başlar. Kişilerin tüm girişimlerine rağmen durduramadıkları istem dışı düşünce ve fikirler saplantı (obsesyon), kişilerin tekrarlamak sorunda oldukları törensel davranışlar da zorlantılar (kompulsiyon)dır. Kişiler belirli düşünceleri düşünmeyi önlemeye var gücüyle çalışırsa, bu tür düşüncelerin zihinlerine daha çok yerleşmesine ve sürekli tekrarlanmasına yol açarlar. 

Obsesyon denilen düşünceler hemen hemen her zaman üzücü ve rahatsız edici bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Kişinin bu düşünceleri önleme çabası genelde başarısız olmaktadır. Düşünceler istemsiz ve irade dışı olarak, genellikle nahoş ve sevimsiz bulunur. Fakat bu düşünceler kişiye özgüdür. Bunlar bireyleri huzursuz ve gergin bir hale getirerek, davranış ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır. Bu davranışlar kısa süreli bir normalleşme ve rahatlama sağlama amaçlıdır. Bu tekrarlayan ve rahatsız edici düşünceleri atmak veya ortadan kaldırmak için yapılan istem dışı zorlantı davranışları ile sadece kısa süreli bir rahatlama sağlanmaktadır. Bu kısa süreli rahatlama, davranışların tekrarlanmasına yol açtığından kompulsiflerin yerleşmesine yol açar.

  • Yorum yapmak için lütfen üye olunuz!!!