Sürgün

Üç gardaştık bir zamanlar üç gardaş, 
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.
Aklımıza gelir miydi hiç gardaş? 
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Aynı aşkla dolu idi içimiz, 
Bu vatanı sevmek idi suçumuz, 
Bir kaderin kurbanıyız üçümüz, 
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Yıllar oldu onu yolcu edeli, 
Sen hapise ben sürgüne gideli, 
Demek buymuş bu sevdanın bedeli, 
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

O çiçekti hain eller kuruttu, 
Şehid edip omuzlarda yürüttü, 
Seni zindan beni gurbet çürüttü
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Kendimden çok size gönlüm üzülür, 
Sofralarda elim kolum çözülür, 
Lokma gelir boğazıma dizilir, 
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

O şehittir ‘şehit’ diye anayım, 
Lakin sana çarem yok ki sunayım, 
Sen bana yan ben de sana yanayım, 
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Mümkün değil bu düzenle barışmak, 
Bize düşen aynı yolda yarışmak, 
Ahrete mi kaldı gardaş görüşmek
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Kader hala bize böyle bağ olsun, 
Düşmanların yürekleri yağ olsun, 
Ne yapalım vatan millet sağ olsun
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Arif der ki bu çileler bu ahlar, 
Belki bize bu çilede felah var, 
Kul bilmesin bizi bilen ALLAH var, 
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün...

Ozan Arif

  • Yorum yapmak için lütfen üye olunuz!!!