Yeter ki Bulsun İklimi
                
            
            
                
Beklediğimin gelme olasılığı 
kar telaşı altında üşürken
eli böğründe kalır sözlerimin
iyimserliğim buz keser
çatlar bekleyen bakışım kırmızı
Yeter ki yansın vuslat ışığı
Rüzgarım yalnızlığa küser
Beklentilerim çocukça
ki akide şeker
gönül alan gülümseme
Merhaba bilincime ferahlık
kibirli gölgelere uzak hazine
Göğsünde çatlayan ince öksürük 
zehir zemberek oldukça
Düştüğü anı lekeleyen haber 
ardından dökülen veda sözleri 
vakit dolduğunda çürük
bir diş gibi ağzıma düşer
Dağlar içimi umarsızlık
Yeter ki gelsin gül mevsimi
ne hançer
ne düğün
ne aşk
hiçbir şey
küçük bir çocuğun 
gözlerindeki masumiyet kadar 
hayata çağırmaz belleğimi
Hiçbir ağrı
uzun yolculuğun
ertelenmesine neden olamaz 
Yatağını bulmuş asi ırmak 
çırılçıplak denize akar
Kara kış zamanı isyankar
içimi ısıtan gülüşünü
koşulsuz bekleme günü
hiçbir deprem
sarsamaz kalbimi
günlerin hoş geldiği mevsimi 
görmemek olasılığı kadar
yeter ki bulsun iklimi
hayat rengarenk akar
Babür Pınar